hayaller ve yetenekler..



Kalem neyi yazarsa, kelam onu konuşur...

İlk okul 1.sınıf öğrencisiyim..Öğretmenim, Malatya güzeli Lütfiye hocam..Onun diğer arkadaşlarımla nasıl cebelleştiğini gözüm görmüyor,çünkü ben kendimle uğraşıyorum. Herkezin bir meziyeti var..Kimisi matematiği çok seviyorken, kimisi parmak kaldırmayı (çalışkanlığın ıspatı) kimileri güzel yazı yazarken, kimileri de,türkçe dersini...Kalemi sol elimle tutuyorum, ama sağ elimle yazamıyorum..Malatya güzeli durup durup başıma geliyor,sol elimden tahta kurşun kalemi alıyor,sağa veriyor..Direniyorum.....Uğraşıyorum.....ığğğhhh...Olmuyor...Malatya güzeline sağ ve sol lobu anlatamıyorum :)  Annemi acilen çağırtıyor,nasıl bir iletişim şekli var o dönemlerde bilmiyorum..Acaba bana mı söyledi de gelip anneme 'Öğretmenim seni çağırıyor' demişim onu da hatırlamıyorum..



Güzel annemle, malatya güzeli öğretmenim konuşuyor...

-Canım benim, bu kız solak, ne yaptıysam sağ eline geçiremedim, arkamı dönüyorum hemen sağ elinden sol eline alıyor..Sen uğraş biraz, sağ eliyle yazmaya çalışsın..Ha unutmadan, bir türlü Süphaneke'yi okuyamıyor..Dili dönmüyor,kırk kere okuttum yok !!! Biraz çalıştırın bunlar eksik yönleri..-Peki tamam Lütfiyeciğim..Ben onunla konuşurum...

O Akşam; -Kızımmm....dersine çalışırken sağ elinle yazmayı öğren,bak bütün arkadaşların sağ eliyle yazıyor..Niye sol elinle yazıyorsun..Şimdi birde bana duaları ezberleyemediğini söyledi öğretmenin..Bu sınıfı geçmen için çok çalışman lazım yoksa sınıfta kalacaksın..-HIIIIIIII ????

-Anne ben sağ elimle yazamıyorum,sol elimle kalemi daha iyi tutuyorum..Banane ben sol elimle yazacağım..Öğretmenim bana Süphanekeyi oku dediği zaman, okuyamıyorum dilim dönmüyorki, anlamıyorum...Arkadan ağlama nöbeti..Dudaklar büzüşüyor,kıpkırmızı olmuş yanaklar,silgi kokan üstüm başımla, kendi halime üzülüyor ve tembel olduğumu düşünüyorum..Ne tür bir özelliğim var anlamaya çalışıyorum..ama anlamıyorum :) zar zor ikinci dönem okumayı söküyor ve kırmızı kurdela takma töreninde ödülümü alıyorum..büyük bir başarı..Çeyrek altın kırmızı kordelada yok ve fiyatlar şimdiki gibi 220 volt çarpmıyor..ehh bunada şükür diyip, 2.sınıfa terfi ediyorum..

Bir karar alınıyor ve sabah saat 5.00 de kalkıp 7.00 ye kadar ders çalışmam gerektiği kanaatine varılıyor..Velim annem..Babamın ders durumlarımdan pek bi haberi yok..Okunacaksa bu okul okunacak o kadar.. :) Olur...Arkadaşlarıma yetişmem lazım, Onlar iyiden iyiye bütün duaları ezberlediler ama anlıyorlarmı orası meçhul (hiç zannetmiyorum) her sabah ezan sesiyle uyanıp yatağımın içinde, yorganın altında ders çalışıyorum..böyle öğrenmek bana iyi geliyor, sonunda duaları öğreniyorum ama anlamlarına bakıyorum..Ne demek diye..Aferim bana...kimin aklına gelirmişki o zamanlar anlamlarını öğrenmek..ezberim çok kuvvetli ilkkez bir meziyetim olduğunu anlıyorum :) ama hala solağım.. :) başaramadılar..Oysa annem de, babam da sağlak...Kardeşim ve ben solağız..Kime çekmişiz öğreniyoruz..Büyük babamıza..Maliyeden emekli Bâlâ babaya..heybetli ve yanına yaklaşılamaz dedemize..

Her neyse...atlaya zıplaya, salla pati 4. sınıfa geliyorum. Bir gün öğretmenim teneffüsten sonra sınıfa her zamanki gibi giriyor..Masanın başında hepimize bir göz atıp -Çocuklar artık resim dersinize müdür bey girecek..-aauuuu...!!!! Fevzi paşa..kara bıyıklı, kara saçlı adam düşünüyorumda acaba siyahamı boyuyordu rahmetli saçlarını..İbrahim Tatlıses'e de pek benzerdi ama çok heybetli bir adamdı yada ben çok kısa olduğum için bana öyle gelirdi bilemiyorum. Erkek öğretmenlerden hep çok korkardım çünkü bir gün sınıfın birinde kapı ağzında erkek hoca öğrencinin birini fena halde dövüyordu  :((( Resim dersimiz başladı..Fevzi paşa, bize ilk ödevlerimizi verdi, İnsan vücudunda bulunan organlar.Çizeceklerimiz sınırlı Göz, burun,ağız,kulak,beyin gibi şeyler Bana kulak düştü :) o zamanlar internet'in i...si...bilgisayarın b...si denen şeyler yok yani ilk çağ öğretim çocuklarıyız emsallerim iyi bilir kaydırı kubbak nerde ne bulup öğrenirsek bize kâr. Nihayet büyük babamızın tarihi ansiklopedilerinden birinde bir kulak resmi buluyorum İyice hafızaya yer ediyorum. Cin ali çiziyorum ötesine geçmemişim ama Fevzi paşa not verecek bir heves çizmeye çalışıyorum. Adam ya döverse korkusu da var. Resim defterim masanın üzerinde, Fevzi paşa sıraların aralarında dolaşıyor, Ben ne olduğunu anlayamıyorum ama çizerken kendimi çok mutlu hissediyorum. Kalem parmaklarımın arasında dans ediyor,çizdikçe bir şeyler çıkıyor,çıkıyor ve tek tek sırayla notlarımızı alıyoruz. Fevzi paşa sırama geliyor..Tepemde.. minicik boyumla oturduğum yerden kafamı kaldırıp yüzüne bakıyorum çünkü çok severek çizdim, çok güzel çizdiğime inanıyorum. Bakıyor..bakıyor...-Aferim kül kedisi bunu sen mi çizdin? -Evet...elastik konuşmalar yok, lüzümlu lüzumsuz söz sarfiyatı yok çünkü konuşamazsın, korkarsın,-ee heralde ben çizdim kim çizecek :) saygılı olmak zorundasın. -Aferim kızım...kırmızı kalemle kocaman kulak resmimin üzerine - 4 - yazıyor...---aaaaa :))) beeennn 4 aldııımmmm....Koştur koştur eve geliyorum -anne müdür bana 4 verdi çok güzel çizmişim kulağı :)))) Kulak.....hiç unutamıyorum...bana kara kalemi sevdirdi anladımki ben çizmeyi seviyorum, karalamayı seviyorum. Ve sonra yüzlerce sarı saman kağıdına bir dolu resim yapıyorum. Orta ikinci sınıfta 2.lik ödülü alıyorum, Atatürk Samsuna çıktığında, işte o tepenin başında baş parmağı düşünürcesine çenesinin üstünde ve arkasında kocaman bir güneş.(güneş benim hayal ürünüm) Konservatuara gitmeyi çok ama çok istedim. Benim memur zihniyetli babam ve ev hanımı annem yıllar önce -o meslekte para yok kızım ressam olupta ne yapacaksın. :(( hayallerim suya düşer...seki kızın ki gibi o suyun içinde hapsolunur..

Şimdi düşlerimi ara sıra gerçeğe çeviriyorum, çizerek. hala Kara kalemi çok seviyorum..ve söylenenlere göre gizli bir yeteneğim  kesinlikle eğitimini almam, ve tescillemem gerekiyor İnanamıyorlar bunu sen mi çizdin..-senn ...derken..bana mı yakıştıramıyorsunuz?? --yooo hayır öyle değil..bu güne kadar hiç senin resimle bir ilgin olduğunu bilmiyorduk..böyle güzel çizdiğini neden söylemedin niyeki..?? -benim şöyle bir yeteneğim var  :) reklam mı yapayım ?
1 yıl önceki yazım...

Yorumlar

  1. Öğrenci psikolojisi ,çoklu zeka kuramları yok o dönemlerde, solaklar için ne zordu, kardeşimde solaktı, yemek yerken, yazı yazarken hep kızardı annemler, onunda gözünden yaşlar dökülürdü boncuk boncuk, bende bir köşede ağlardım ona kızdılar diye, eskilere gidiverdim bir anda,
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaa eminim benim hissettiklerimi hissetmiştir kardeşin, halada zor ama alışıyorsun mesela hayatta el işi becerim yoktur hobicim, oyy kuzum kıyamam ona :) kardeşini kocaman öpüyorum, eminim özel bir becerisi mutlaka vardır ve eminim ablası gibi o da çok beceriklidir :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar